Bunları Biliyor muydunuz?
1)İDARECİNİN HER HAREKETİNDE ADİL OLMASI GEREKTİĞİNİ:
İslam dini idarecilere şunu vaaz eder. “;;;Elinizin altındakilere muamele ederken, adaletli davranın, ayırım yapmayın. Toplumdaki konumu ne olursa olsun, herkese eşit muamelede bulunun.”;;;Halife Ömer, hakim olarak görevlendirdiği Ebu el–;;;Eş'ari'ye bir mektup yazar ve uyarıda bulunur: "Onlara yüzünü çevirirken, huzurunda otururken ve aralarında hüküm verirken insanlar arasında eşitliği sağla! Bunu yap ki, şerefli bir kimse kendisine meyledip, onu kollayacağını ü-mit etmesin, zayıf kimsede adaletinden ümit kesmesin."
2) ÇOCUKLARA MAAŞ BAĞLANDIĞINI:
Bir gece Hazreti Ömer'in yolu Medine'nin kenar mahallelerinden birine düşer. Yolda yürürken, bir çocuğun ağladığını işitir. Önce önemsemez, sıradan bir ağlama diye düşünür. Fakat çocuğun ağlaması duracak gibi değildir. Ömer'in dikkatini çeker. Sesin geldiği hanenin yanına varıp, içeri girmek için izin ister. Haneye giren Ömer kucağında çocuk olan kadınla tartışır. Kadın karşısındakinin Halife Ömer olduğunu bilmez. Ömer, çocuğu ağlattığı için kadına sitem eder. Kadın der ki: –;;;Sütüm kesildi, çocuğumu emziremiyorum. Halife'nin süt emen çocuklara maaş bağladığını duymuştum. Kimse bana yardım etmedi. Çok fakirim, elimden de bir şey gelmiyor... Hazreti Ömer, kadının yanından hemen uzaklaşır. Evine gelen Ömer perişandır. Sabah namazına mescide çıkar, namaz sonrası dostlarına döner, yaşlı gözlerle şunları söyler: –;;;Vah Ömer'in zavallı haline... Bu güne kadar kaç Müslüman'ın çocuğunun ölümüne sebep oldu acaba? Aynı gün Medine ve çevresine çıkan tellal halka şu bildiriyi duyurur: "Çocuklarınızı sütten kesmek için acele etmeyin. Beytülmalden her bebeğe maaş bağlanacaktır."
3) FAKİR VE DÜŞKÜN GAYRİMÜSLİMLERE YARDIM EDİLDİĞİNİ:
Hazreti Ömer yine bir gün Medine'nin kenar mahallelerinden birinden geçmektedir. Yaşlı, âmâ bir dilenci ile karşılaşır. Dilencinin Yahudi olduğunu öğrenen Ömer ona sorar: –;;;Seni bu duruma düşüren sebep nedir? Âmâ Yahudi: –;;;Cizye verdik, zamanla muhtaç duruma düşmeye başladım, yine cizyemi verdim. Sonra yaşlılık geldi ve bu duruma düştüm. Hazreti Ömer can evinden vuruldu. Âmâ Yahudi'nin elinden tutarak, onu evine getirdi. Önce karnını doyurdu, sonra ona yetecek kadar yardımda bulundu. Beytülmal sorumlusunu çağırarak ona şu talimatı verdi: "Bu ve bunun gibi olanlara dikkat edin. Allah'a yemin ederim, eğer biz onun gençliğinin verimini aldıktan sonra kocayıp yaşlanınca böyle sefil bırakırsak, ona karşı insaflı hareket etmiş olmayız. Zekât fakirlere ve miskinleredir. Buda kitap ehlinin yoksullarındandır."
4) GAYRI MÜSLİM HALKIN İSLAM'IN HİMAYESİNDE OLDUĞUNU:
Irak yeni fethedilmişti. Halkın önemli bir kısmı İslam'ı kabul etmiş, eski dinleri üzerine kalanlarda olmuştu. Bunların arasında Hîre halkı vardı. Irak fatihi Halid bin Velid Hîre halkı ile bir anlaşma yaptı. Hazreti Halid; anlaşma metninde şunları yazdı: "Bütün Hîre halkı cizye verecek. Ancak! Çalışamayacak kadar yaşlı, herhangi bir hastalığa müptela olmuş yâda durumu iyiyken fakir düşmüş, kendi dindaşları sadaka vermeye başladığı kimselerden cizye alınmayacak. Beytülmalden onlara ve ailelerine yardım yapılacak. Ta ki fakir ve miskinler İslam yurdunda kaldıkları sürece, onların ihtiyaçları karşılanacaktır. İslam yurdundan ayrılıp, başka yere giderlerse bizim onlara karşı olan yükümlülüğümüz son bulacak."
5) DİLENCİ GAYRİ MÜSLİMLERE MAAŞ BAĞLADIĞINI:
Hazreti Ömer, yine bir gün yaşlı bir dilenci ile karşılaşır. Dilencinin gayrimüslim olduğunu öğrenir. Gayrimüslim dilenciye: –;;;Gençliğinde senden cizye alıp yaşlanınca seni bu halde bırakırsak, biz sana karşı insaflı davranmış olmayız, dedikten sonra beytülmal görevlisine şu talimatı verdi: –;;;Bu adamın hâlını düzeltecek kadar maaş bağlayın.
6)GAYRİ MÜSLİMİ ÖLDÜRENİN CENNET KOKUSUNU ALAMIYACAĞINI: Anlatacağımız hadise Mısır'da kurulan "Tolun" devleti zamanında meydana geldi. Tolun devleti, İlk Müslüman Türk devletidir. Kurucu hükümdarından başka içinde Türk yoktu. Mısır'da yaşayan Hıristiyan rahiplerden biri, Tolun ordusunun komutanlarından biri tarafından gasp edildiğini söyleyerek, hükümdar Ahmet bin Tolun'a arz edip, şikâyette bulundu. Ahmet bin Tolun, adı geçen komutanını çağırıp, onu şiddetle azarladı. Rahipten aldığı malı geri verdirdikten sonra: "Rahip eğer iddia ettiğin malın kat kat fazlasını dahi söylemiş olsaydı, o miktarı sana geri ödemeni söyler, seni buna mecbur ederdim." dedi.
7)İSLAM DEVLETİNİN ZENGİNDEN ALIP FAKİRLERE VERDİĞİNİ:
İslam devleti; fakir, yoksul ve miskinlerin ihtiyaçlarını karşılamak zorundadır. Gün olurda devletin beytülmali (hazinesi) ihtiyaca cevap vermeyecek duruma düşebilir. Fakir, garip ve miskinler bu durumda ne yapacak? İşte İslam devleti bunun çözümünü şöyle açıklamaktadır. “;;;Devlet zenginlerin mallarından, fakir, garip ve miskinlerin ihtiyaçlarını karşılayacak kadarını alabilir. Zenginler devletin verdiği bu karara uymaya mecburdur.”;;;
8)HALİFENİN HESAP VEREMEME KORKUSUNDAN AĞLADIĞINI:
Ömer bin Abdülaziz öyle bir noktaya ulaşmıştı ki, yönetimi altındaki her ferdin derdi ile dertlenir, sıkıntısına ortak olurdu. Bir gün evinde kıldığı namazın ardından, namazgâhından kalkmadı. Elini yanağına koyarak, ağlamaya başladı. Durumu gören hanımı yanına gelip: –;;;Niçin ağlıyorsun, diye sordu? Ömer bin Abdülaziz: –;;;Yazık sana ey Fatima! Ben ümmetin bütün işlerini üzerime almış bulunuyorum. Bu işlerin içinde aç kalan fakir, bakımsız hasta, çaresiz çıplak, gönlü kırık yetim, dul kadın, kahretmiş mazlum, esir alınmış yabancı, malı az olup bakmakla yükümlü çocuğu çok olan, bunların her birini düşünmek zorundayım. Aziz ve Celil olan Rabbim kıyamet gününde bunların halinden beni soracak ve beni bunların hâllerinden sorumlu tutacak. Peygamberimiz bunlar için benimle davalaşacak. Rabbimin sorumlu tutmasına, peygamberimin davalaşmasına karşı hiçbir delilimin, dayanağımın olmayacağından korkuyorum. Namazdan sonra bunlar aklıma geldi de ağladım.
9)KİMSENİN HAKKININ KİMSENİN YANINDA KALMADIĞINI:
İslam Halifesi Hazreti Ömer... Mısır'dayız... Amr İbnu'l–;;;As Mısır valisidir. Amr'ın oğlunun da katıldığı bir yarış yapıldı. At yarışını, bir Kıpti kazandı. Bu durum Amr'ın oğlunu öfkelendirdi. Bir Kıpti koskoca valinin oğlunu nasıl geride bırakır? Amr'ın oğlu Kıpti'yi kırbaçlar... Kırbaçlanan Kıpti hakkını almak için Medine'nin yolunu tutar. Başına gelenleri Medine'de Halife Hazreti Ömer'e arz edip şikâyette bulunur. Hazreti Ömer, Kıpti'ye beklemesini söyler. Mısır'a da haber göndererek Valinin oğlunun derhal Medine'ye gelmesini emreder. Amr İbnu'l–;;;As'da oğlu ile birlikte Medine'ye gelir. Davalı davacı karşı karşıyadır. Hazreti Ömer elindeki kırbacı Kıpti'ye verir: –;;;Sana kaç kırbaç vurduysa, sende o kadarını şu soylunun oğluna vur. Kıpti, kırbacı vurup bitirince, Hazreti Ömer: –;;;Şimdi şu kırbacı Amr'ın çıplak alnına vur. Oğlu, babasının valilik makamından güç almasaydı sana kırbaç vuramazdı, der. Kıpti Valiye vurmaktan imtina eder: –;;;Ben bana vurana vurdum, bu kadarı benim için yeterlidir, der. Bunun üzerine Hazreti Ömer Amr İbnu'l–;;;As’;;;a döner ve şu çağları aşan sözünü söyler: –;;;Ey Amr! Annelerin hür olarak doğurduğu insanları ne zamandan beri köleleştirdiniz. İslami yönetim altında bulunan fertler özgürlüklerini alabildiğine yaşar. İnsan hiçbir beşeri rejimde olmayacak kadar özgürdür. Ulaşım imkânlarının son derece kısıtlı olduğu bir devirde, kendine haksızlık yapan valinin oğlundan hakkını almak için Mısır'dan Medine'ye gitmek göze alınıyordu. İnsanlar biliyordu ki; İslam, kimsenin hakkını, kimsenin yanında bırakmaz.
10)İSLÂM DİNİNİN TEKELLEŞMEYE KARŞI OLDUĞUNU:
Resulullah'ın "Benden sonra peygamber gelecek olsaydı, Hattab'ın oğlu Ömer olurdu" buyurduğu, İslam tarihinin gözbebeği Hazreti Ömer'in halifelik devrindeyiz. Fetihler yapılıyor, İslam her geçen gün daha çok yayılıyordu. Bununla beraber, Müslümanların imkânları genişliyor, refah seviyesi yükseliyordu. Kureyş'in ileri gelen eşrafı ticarete ağılık vermeye başladı. Servetlerini çoğalttıkça çoğalttılar. Öyle bir duruma gelindi ki; Kureyş'liler devrin en büyük zenginleri oldu. Halife Ömer bu gelişmeyi endişe içinde yakından takip etmektedir. Bir gün Hazret Ömer Kureyş'ın zenginlerini toplar ve onlara şu tarihi uyarıyı yapar: –;;;Ey Kureşliler! Siz Allah'ın malını kendi aranızda dönüp dolaştırıp bir güç haline gelmek istiyorsunuz. Şunu bilin ki; Hattab'ın oğlu Ömer hayatta kaldıkça bunu size yaptırmayacaktır. Şunu bilin ki; ben sizi Medine taşlığında durup bekleyeceğim, sizi cehenneme götürmesinler diye kuşaklarınızdan tutup çekeceğim. İslam sermayenin birkaç kişinin tekelinde toplanmasına karşıdır. Ticaret birkaç kişi ve gurubun arasında tekelleşirse, insanların arasına kin duyguları girerek cemiyet sınıflara bölünür. Sömürü düzeni kurulur, zulüm artar. İnsanlığın 21. yüzyılda ancak akledebildiği bir hususu Hazreti Ömer bin dört yüz yıl önce uyguladı.
11)FATİH'İN TOPLARI:
Fatih Sultan Mehmed'in, Istanbul'un fethi icin balistik hesaplarini bizzat kendisinin yaptigi, yaklasIk 17 ton bakir kullanilarak dokulen ve 1,5 ton agirligindaki mermileri 1000 metre uzaga atabilen muazzam toplar dokturdugunu... 50 cift manda ve 700 askerle iki ayda Edirne'den Istanbul yakinlarina getirilebilen bu, o zamana kadar misli gorulmemis toplarin ilk deneme atislari yapilmadan once yakinda bulunan kimselerin dillerini yutmamalari ve gebe kadinlarin cocuklarini dusurmemeleri icin sehrin her tarafina munadiler salinarak toplarin atilacagi zamanin ilan ettirildigini... Insaatinda Koca Sultanin da tas tasidigi Rumeli Hisari'nin, alti bin iscinin geceli gunduzlu vecd ve iman havasinin lezzeti ve heyecani icinde calismasi sayesinde yuz otuz iki gun gibi akil almaz bir zamanda bitirildigini.. Hisarin planina kus bakisi nazar edildigi zaman, Arapca 'Muhammed" yazisi okunacak sekilde oldugunu... Bu muazzam hisarin "Mim" harflerinin oldugu yerde kulelerin , "Ha " ve "Dal" harflerinin oldugu yerde ise istihkamlarin yer aldigini...
12)HARAM YEMEYEN ORDU:
Osmanli ordusunun, Islam'i tek bir bayrak altinda toplamak gayesiyle Misir seferine giderken Gebze yakinlarindaki baglik-bahcelik bir arazide mola verdiginde Yavuz Sultan Selim'in butun askerlerin heybelerini arattigini ve hicbirinde meyve cinsinden bir sey cikmamasi uzerine ellerini Ulu Dergah kaldirip : "Allahim, sonsuz sukurler olsun! Bana haram yemeyen bir ordu lutfettin. Eger askerimin icinde tek bir kisi sahibinden izinsiz bir meyve yeseydi ve ben bunu haber alsaydim Misir seferinden vazgecerdim" diyerek Rabbine hamd u senalarda bulundugunu...
13)"Ayağını Yüzüme Bas ki Yüzüm Allah Katında Şeref Kazansın:
" Hintli Müslüman kardeşlerimizin, Osmanlı Devleti'nin Balkan Savaşında yüzlerce şehit ve binlerce yaralı verdiklerinin haberini almaları üzerine, kilometrelerce ötedeki kardeşlerinin acılarını bir nebze olsun dindirebilmek için bir heyet teşkil ederek Türkiye'ye gönderdiklerini... Bu heyetin savaş boyunca birçok din kardeşinin yaralarını sarıp başarılı hizmetlerden sonra 1913 Temmuz'unda Hindistan'a döndüğünü…;;;;; Heyetin Bombay'da büyük bir karşılama merasimi hazırlanıp, gemi limana yanaştığında o günkü Hintli Müslüman liderlerden Muhammed Ali Cevher' in, heyet başkanı Doktor Ensari'ye : "Sen mucahid Osmanlı ordusuna hizmet edip geldin. Ayağını Hindistan topraklarına basmadan bu benim yüzüme bas da, yüzüm Allah katında şeref kazansın" diyerek başını yere koyup yüzünü Dr. Ensari'nin ayakları altına uzattığını...
14)Trablusgarp Mucahidleri Trablusgarp savaşında Osmanli askerlerinin arasında bulunmuş olan Fransiz gazetecisi Georges Lemonun gordukleri karşısında hayretler içinde kalarak: "Türk subayları içinde on iki kez yaralanmiş olanlar vardı. Muthiş bir şey kendileri ile konuştuğum zaman edindiğim intiba şu oldu: "Türk subaylarında yenmek ve ölmek duygusu, inanilmaz bir istek halinde yaşıyordu" diye hatıralarında intibalarını yazdığını...
15)Sultan Vahdeddin'in Vatanperverliği:
Osmanlı ordusunun silahlarinin elinden alindigi , duşman filolarinin çanakkale Bogazi'ni aşıp Istanbul'a dayandığı felaketli bir dönemde halife sıfatiyla Osmanlı tahtına oturan Sultan Vahdeddin'in, Osmanlı askeri olarak, şahsını korumak için bırakılmış olan biricik taburu Ayasofya Camii' ne göndererek:"Aziz Istanbul'un fethinin sembolu olan Ayasofya'ya çan takmak isteyenlere ateş ediniz!" emrini verdiğini...
biliyor muydunuz?
****************************************************************
*Osmanlı Devleti'nin kurucusu olan Osman Bey'in hocasının kızı ile evlendiğini ve hocasının evine gidip odada kalırken sırf odada Kur'an-ı Kerim olduğu için sabaha kadar yere bağdaş kurup oturduğunu,
*İlk Haydutların dağ çetelerinin Selçuklu Devletinin AlpArslan döneminde çıktığını,
*Osmanlı Devleti'nde öyle bir vakıflaşma olduğunu ve neredeyse yoldaki ufacık bir çiçek için bile vakıflar kurulduğunu,
*Yavuz Sultan Selim'in Ben Allah'ın kulu ve kölesiyim diye değilde İran Şah'ından yediği tokat için küpe taktığını,[Bu tokat kulağıma küpe olsun intikamımı alacağım]
*Fatih Sultan Mehmet'in İtalya seferine çıkarken İtalya'ya sefere çıktığı anlaşılınca bir suikast ile zehirlenerek öldürüldüğünü[Rivayet],
*Kanun-i Sultan Süleyman'ın ufacık bir çıbandan dolayı öldüğünü,
*Padişahların Osmanlı Döneminde eklemlerinin açılması için üzüm suyu içtiklerini,
•Gündönümü törenlerini aksatmadan kutlayan ve hâlâ sürdüren toplum Kızılderililerdir.
• John Roland Reuel Tolkien'in "Masters Of The Ring" (Yüzüklerin Efendisi) üçlemesi, kitabın basıldığı 1954 yılından beri 40 dile çevirildi ve 100.000.000'dan fazla kişi tarafından okundu.
- Çocukluk çağında görülen kekemeliğin, erişkinlik dönemine kadar yüzde 90 oranında geçtiğini ve ancak yüzde 10 kadarının erişkinlik döneminde de devam ettiğini,
- Açığa vurmadığınız duygu ve düşüncelerin, hapsedilmiş enerji olarak kaslarınızda tutulduğunu,
- İlk yıl içinde bebeklerin her şeyden ancak annesinin kendisine verdiği biçimde haberdar olduğunu,
- Televizyondaki dizi kahramanlarının çocuktaki saldırganlık dürtülerini harekete geçirerek, saldırgan yapabileceğini biliyor muydunuz?
• Hawaii alfabesinde sadece 12 harf bulunmaktadır.
• İnsan elinde, en yavaş uzayan tırnak baş parmağınki, en hızlı uzayan tırnak ise orta parmağınkidir.
• Türkiye'de 4 bölgede birden toprağı bulunan tek il Bilecik'tir.
• Medine'deki Hz. Muhammed Camisi 30 futbol alanı büyüklüğündedir, 2.000 mermer sütunu, bir asansörü, açılabilir bir çatısı vardır ve dünyadaki en büyük air-condition sistemine sahiptir.
• Ahtapotun duyguları rengiyle anlaşılır. Beyaz korkuyu, kırmızı ise sakinliği gösterir.
• Bir köpekbalığının avını içine çekme gücü, 12 sanayi tipi elektrik süpürgesinin gücüne eşittir.
• Serengeti'de yaşayan öküzbaşlı Afrika antilobu, günde 4000 ton gübre depolamaktadır.
• Bir çığın ortalam hızı saatte 380 km'nin üzerindedir.
• Dünyanın en büyük kemirgeni olan Capybara'nın ağırlığı 45 kg'ın üzerindedir, suda yaşayan bu hayvanlar Venezuela'lılar tarafından balık niyetine yenmektedirler.
• Meşe ağaçları elli yaşına gelmeden meşe palamudu üretemezler.
• Bir devekuşunun gözü beyninden büyüktür.
• İnek sütünün PH değeri 6'dır.
• Bir timsahın gözlerinin arasındaki mesafe, ayaklarının büyüklüğüne eşittir.
• Sümüklüböceklerin dört tane burnu vardır.
• Hipopotamlar insandan daha hızlı koşarlar.
• Panama'da yaşayan akbaba-arısının çiçeklerle başı hoş değildir, ölülerin etlerini yemekten hoşlanır, sokmak için iğnesi olmayan akbaba-arısı buna karşın çok güçlü çenesiyle insanlarda ve hayvanlarda derin yaralar açabilir.
• Türkiye'de her yıl 1 milyar 400 milyon ton toprak erozyonla kaybediliyor.
• İlk çamaşır makinesi 1907 yılında Hurley Machine Co. tarafından pazarlandı.
• Ünlü çizgi film kahramanı Temel Reis, 1919 yılında Elzie Crisler Segar tarafından yaratıldı.
• 2. Büyük Savaş'ın başlarında Japonlar, Pasifik Okyanusu'nda 20 milyon mil2'lik bir bölgeyi kontrol altına almışlardı. Bu alan, Naziler'in zirvedeyken işgal ettikleri topraklardan beş kez daha fazlaydı.
• Amerika doğumlu Konishiki, yaklaşık 225 kg'lık ağırlığıyla dünyanın en ağır Sumo güreşçisidir.
• Brezilya'da yaşayan bir tür balığın dili o kadar serttir ki, yöredeki halk tarafında balığın dili zımpara olarak kullanılır.
• Flüt adlı enstrümanın adı Sicilya'da yaşayan bir yılan balığının adıdır.
• Yataktan düşerek ölme olasılığı iki milyonda birdir.
• Dünyada bir uçağın altından bir otomobilin geçtiği, otomobilin altından trenin geçtiği, trenin altından da bir yelkenlinin geçtiği tek yer ABD'de Massachusetts Eyaleti'ndedir. Yani, havaalanının yanında bir otoyol, otoyolun altında bir demiryolu köprüsü, köprünün altında ise bir su kanalı bulunmaktadır.
• Bir karınca yuvasına günde 2.400 böcek taşır.
• Dört satır okuduğunuzda dünyada 40 insan ve 700 milyon karınca doğmakta, 30 insan ve 500 milyon karınca ölmektedir.
• Karıncalar dünyanın 150 milyon yıl önce doğan ilk bilinçli hakimleri ve ilk toplum kuranlarıdırlar.
• Atomun çekirdeği etrafında dönen elektronların hızı 50.000 km'dir.
• İçi hava dolu bir terzi yüksüğünde 25 milyar kere milyon atom mevcuttur.
• Bir gram atom, parçalandığı zaman 3.000 ton kömürün yanması sırasında verdiği enerjiyi verir.
• Dünyada en fazla bulunan evcil kuş tavuktur.
• Aspirin, ilk defa 1897 yılında Felix Hoffmann adında bir Alman kimyager tarafından üretildi.
• Karıncaların bulunmadığı 1 km2'lik bir toprak parçası yoktur.
• Kıta isimlerinin hepsi aynı harfle başlayıp aynı harfle biter.
• Son 4.000 yıldan beri yeni bir hayvan türüne raslanmamıştır.
• Mumyaların ayak parmakları tek tek sarılarak mumyalanmıştır.
• Bebekler dizkapaksız doğarlar, dizkapağı 2-6 yaş arasında gelişir.
• 1666 Büyük Londra Yangını'nda kentin yarısı yanmıştı ama sadece 6 kişi yaralandı.
• Dünyada yaşayan tüm insanların sadece iki milyarda birisi 116 yıl yaşayabilir veya 116 yılı aşabilir.
• Dünyadaki ilk telefon rehberinde sadece elli isim yer almıştı. 1878 yılının Şubat ayında Connecticut New Haven'da yayımlanmıştı.
• Anglo-Amerikan geleneklerine göre eğer bir parkta şaha kalkmış bir ata binmiş bir adam heykeli varsa, o adam savaşta ölmüştür. Eğer atın ön ayaklarından birisi havadaysa, adam savaşta ağır yaralanmış sonra ölmüştür. Eğer atın dört ayağı yere basıyorsa, o adam doğal nedenlerden ölmüştür.
• Kanada sözcüğü Kızılderili dillerinden gelir, anlamı ise "Büyük Köy"dür.
• ABD'de her insanın iki kredi kartı vardır.
• Güney Kore başkenti Seul, Kore dilinde "başkent" anlamına gelmektedir.
• Dünyada en çok kullanılan isim "Muhammed"dir.
• 2. Dünya Savaşı'nda Müttefik Hava Kuvvetleri'nin Berlin'e attıkları ilk bomba, Berlin Hayvanat Bahçesi'ne düşüp, bir fili öldürmüştür.
• Eşekler tarafından çiftelenerek ölenlerin sayısı, uçak kazalarında ölenlerin sayısından fazladır.
• Normal bir insan, 7 dakika içinde uyuyabilendir.
• Madeni olmayan ilk para kumaştan yapılmıştır.
• Sahra Çölü'ndeki Tidikelt kasabasına on yıl boyunca hiç yağmur yağmamıştır.
• Başkan John Fitzgerald Kennedy, yirmi dakikada dört gazete okuyabilirdi.
• Değerli taşların çoğu birkaç elementten oluşur, sadece pırlanta tamamen
karbondan oluşur.
• Kediler 100 ayrı tonda ses çıkarabilirler ama köpekler sadece 10 ayrı tonda ses çıkarabilir.
• Kedi idrarı fosforludur ve bu yüzden karanlıkta parlar.
• Bir dolunayın görülmediği tek ay, 1865 Şubatıdır.
• Saçlarımız uzunluğunun yarısı kadar daha uzamaya bir ayda ulaşabilirler.
• Altın en değerli kimyasal elementlerin 16.sıdır.
• MÖ 8000'lerde Fırat Irmağı'nın kuzeybatısında tarımın henüz başladığı çağda, dünyada 8 milyon insan yaşıyordu.
• Venüs gezegeni sabah ve akşam saatlerinde görülür.
• Erkeklere yıldırım çarpma oranı, kadınlara göre 6 kat daha fazladır.
• 1908 ve 1947'de iki dev gök cismi Sibirya'da hiçbir insanın yaşamadığı yerlere düştü.
• 30 Yıl Savaşları sırasında, yani "1618-1648" yılları arasında, Avrupa'da Çiçek hastalığından 60 milyon insan ölmüştür.
• Tüm zamanların en büyük volkanik patlaması MÖ 1500'de Ege Denizi'nde Santorini Adası'nda meydana gelmiştir. 750 metre derinliğinde, 5 km çapında bir krater oluşurken, 10.000 metre yüksekliğinde bir kül bulutu göğe yükseldi. Arada adalar olmasaydı, patlamanın yarattığı dalgalar (Tsunami) Bodrum Kalesi'ni 10 metre denizin altında bırakacaktı.
• Eski Yunan'da kadınlar 13 yaşına geldiklerinde evlenebiliyorlardı. Ancak o andan itibaren yaşıyor kabul ediliyorlardı. Evlendikleri zaman, bu doğum tarihleri olarak işleniyordu.
• Yapılan hesaplara göre, aynı doğum ve ölüm oranları sürerse; 3530 yılında dünyada yaşayan tüm insanların ağırlığı dünyanın ağırlığı ile eşit olacak. 6826 yılında yaşayan tüm insanların ağırlığı bilinen evrenin ağırlığı ile eşit olacak.
• Sigara ve dumanında bilinen en az 300 zehir var.
• Ayı inlerinin girişleri her zaman kuzeye bakar.
• Avustralya'daki tuvaletlerin sifon suları saat yönünde akar.
• Ortalama bir erkek, hayatının 3350 saatini traş olmak için harcar.
• Sallanan sandalyede hiç durmadan sallanma rekoru 440 saattir.
• Bir cam kırıldığında, ufalanan parçalar saatte üç bin millik bir hızla etrafa saçılır.
• İnsan saçı, üç kilo ağırlık kaldırabilecek esnekliktedir.
• Yarım kilo bal yapabilmek için arılar iki milyondan fazla çiçekten bitki özü toplamak zorundadırlar.
• En fazla asfaltlı yola sahip ülke Fransa'dır.
• Elektrikli sandalyeyi bir dişçi icat etti.
• 17 Şubat 1935'te İstanbul'da kartopu oynamak yasaklandı.
• Her iki taraf da kan bağışında bulunursa, Paraguay'da düello yapmak yasaldır.
• Geçen 3500 yılın, sadece 230 yılı barış içinde yaşanmıştır.
• Pusulayı MS 3. yüzyılda Çinliler buldu.
• Yazar Rudyard Kipling sadece siyah mürekkep kullanırdı.
• Norveç'in kuzeyinde, her yaz 14 hafta gece - gündüz güneşli geçer.
• Rusya'da doğudan batıya doğru seyahat edilirse, yedi saat kuşağı geçilir.
• Sadece dişi sivrisinekler ısırır.
• Bilardo topu, sıkıştırılmış kağıttan yapılır.
• Zürafaların ses telleri yoktur.
• Kutup ayıları solaktır.
• İngiltere'de bütün kuğular kraliçeye aittir.
• Albert Einstein dokuz yaşına kadar düzgün konuşamamıştı.
• Charles Dickens, uykusuzluk hastalığına yakalanmıştı. Sadece yüzünü kuzeye dönerse uyuyabileceğine inanıyordu.
• Beethoven beste yapmadan önce kafasını soğuk suya sokardı.
• Uranüs, çıplak gözle görülebilen bir gezegendir.
• Her 25 kişiden biri astım hastasıdır.
• Günümüzde, evlenenlerin yüzde ellisi boşanmaktadır.
• Televizyonda ilk naklen yayınlanan olimpiyat, 1960 Roma Olimpiyatı'dır.
• Kedilerin beyninde 32 adet kas vardır.
• Bukalemunların dilleri, vücutlarından iki kat daha uzundur.
• Global ısınma yüzünden yükselen deniz seviyesi 2050 yılında Shangai ve deniz kıyısındaki diğer Çin şehirlerinde büyük sellere neden olacak. Bu sellerde 76 milyon kişi evsiz kalacak.
• Kereviz yerken harcanan kalori, kerevizin içindeki kaloriden daha fazladır.
• Dalmaçyalılar gut olmayan tek köpek cinsidir.
• Dünyadaki hayvanların yüzde sekseni altı ayaklıdır.
• Günışığından daha fazla yararlanmak için saat uygulamasını Benjamin Franklin başlatmıştır.
• İnsan iskeleti 200'den fazla kemikten meydana gelmiştir.
• Dünyada her dakikada biriki tane düşük şiddette deprem olmaktadır.
• Dünyanın ilk metrosu 1863 yılında Londra'da Bishop's Road ile Farrington Street arasında hizmete girdi.
• Köpekbalıkları acıya karşı hissizdirler.
• Kaval kemiğimi 1.5 tondan fazla ağırlığı taşıyabilecek güçtedir.
• Hindistan'daki yıllık doğum sayısı, Avustralya'nın toplam nüfusundan fazladır.
• Bir hamamböceği kafası koptuktan sonra, açlıktan ölmeden 9 gün yaşar.
• Kadınlar, erkeklerden iki kat daha fazla göz kırpar.
• Timsahlar dilini dışarı çıkaramaz.
• Köpeklerin ter bezleri ayaklarındadır.
• Tarih boyunca yeryüzünde bulunan altının 200 kat daha fazlası okyanuslarda bulunmaktadır.
• Rusya'nın dörtte biri ormanlarla kaplıdır.
• Bir okyanusun en derin yerinde, demir bir topun dibe çökmesi bir saatten uzun sürer.
• Bugüne kadar kaydedilmiş en büyük dalga, 1971 yılında Japonya'nın Ishigaki Adası'nda 85 metre yüksekliğine ulaşmıştır.
• Açık bir gecede, çıplak gözle iki bin ayrı yıldızı görmek mümkündür.
• Bugüne kadar ölçülmüş en büyük buz dağı, 200 mil uzunluğunda ve 60 mil genişliğindedir ve Belçika'dan daha büyük bir yüzölçümüne sahiptir.
• Herhangi bir okyanusun en uzak olduğu nokta Çin'dir.
• Kış aylarında, Moskova'daki buz pateni pistleri 250 bin metrekarelik bir alanı kaplar.
• Peru'da hiç umumi tuvalet yoktur.
• Bir kilo limonda bir kilo çilekten daha fazla şeker vardır.
• Timsahlar renk körüdür.
• Salatalığın yüzde 96'sı sudur.
• Havuca rengini karoten verir.
• Tarantulalar iki buçuk yıl yiyeceksiz yaşayabilirler.
• Sadece dişi kanaryalar ötebilir.
• İnciler sirkede erir.
• Venüs saat yönünde dönen bilinen tek gezegendir.
• İnternetin yıllık büyüme yüzdesi 314.000'dir.
• Rodin'in ünlü 'Düşünen Adam' heykeli aslında İtalyan şair Dante'nin portresi olduğunu
biliyor muydunuz?